RSS

On Dakikada Duru - 15.01.2013

Kızımız ilk defa salep içti. Yaklaşık 1900 metre rakımda, Ilgaz dağının zirvelerinden birinde. Çocuğuma verebileceklerimin sınırları ne olabilir diye düşünürken daha üç yaşını yeni bitirmişken Duru kar tatiline bile gidebiliyor. Hatta gözleri zarar görmesin diye Ray-Ban marka damla gözlük bile aldık ona. Bu biraz iddialı oldu ama oldu, yani yakıştı kendisine. Çok havalı ve mutluydu oynarken.

Yaşıtı veya kendinden büyük sürekli takıldığı arkadaşı olmadığı için büyükler sanki onun arkadaşıymış gibi düşünüyor sanırım. Bundan rahatsız mıyız, bilemiyorum. Doğasının ve yaşının gereği olarak çocukluk yaptığı zaman sinirlerimiz çok çabuk bozuluyor. Biz daha alışamadık anne baba olmaya belki de. Sakin olmak önemli ama ne kadar başarabiliyoruz, meçhul. Dedesi ona çok bağırdığımızı, her işine karıştığımızı düşünüyor. Anneannesi onu bir şeye ikna etmenin önemine inandığından uzun ve sonuçsuz konuşmalar yapıyor. İşe yaradığı da söylenebilir aslında. Duru’nun konuşmadaki başarısının anneannesinden kaynaklı olduğu çok açık. Annesi ve babası bazen kötü polis, bazen iyi polis, çoğunlukla fren mekanizması olarak görev yapıyoruz. Duru’ya karşı en katı olanların biz olduğunu söyleyebilirim. Bizden daha katı olmaya kimsenin niyeti yok. Olmaması da iyi, kimsenin bizden daha fazla kızmasına dayanamayız ona. Bu anne ve babamız olsa da…

Yine de her tartışmanın sonunda Duru her daim oyuna ve mutluluğa hazır. Uzun süreli küslükler olmuyor aramızda. Bu huyunu seviyorum. Kindar değil aptal da. Hafızası kuvvetli. Geçen yaz bir gün mutfakta ona dinlettiğim şarkıyı bana hatırlatmak için çok çabaladı. Bir çok ayrıntı verdi. Hatta Fransızca bir şarkı olduğunu bile söyledi ama babasının gittikçe kötüleşen hafızası şarkıyı çıkaramadı. Bir gün çıkarırım nasıl olsa.

0 yorum: