RSS

On Dakikada Duru – 23.01.2013


Duru’nun hayali arkadaşları var. Bu arkadaşlarının eşleri var. Duru’nun hayali bir eşi de var. İkinci yaşını bitirip üçüncüye başladığı dönemde bu arkadaşları yaramazlıkları, güzel huyları, başlarından geçen enteresan olaylar ile arz-ı endam ettiler. Durunun üçüncü yaşını bitirdiği, yeni yaşından da dört ayı geride bıraktığı şu günlerde hayali arkadaşlarına dair anlattıklarında belirli bir azalma var. Yine de hayatımızdan tamamen çıkmadılar. Biz genel olarak müdahale etmiyoruz. Geçtiğimiz sene Duru özellikle karı koca ilişkisine fazlaca mesai harcamaya başlayınca biraz serzenişte bulunduk tabii. Sonuçta cinsiyetinin gereğini yerine getiriyor, ancak bu yaşta koca istemesine çok da dayanamadım.

Bu arkadaşları adları ile buraya not düşelim de, sonra hatırlayalım. Belki de yazmışımdır, eski yazları taramadım. Olsun, çift olsun, ziyan yok. Efendim, ana aktörler kız. Üç tane kız arkadaşı var Duru’nun. İsimleri; Funda, Fulya ve Uçurtma. “Neden Uçurtma” dedim, “annesi babası öyle koymuş” dedi. Taşı da gediğine koydu. Üstelemedim, ne de olsa Nazife’nin kızı. Bu kızların birer tane de kocası var. Duru’nun da bir kocası var. Böylece Duru ile birlikte tam sekiz kişi oluyorlar! Eminim sohbetleri, muhabbetleri çok şenlikli oluyordur.

Gerçek arkadaşları arttıkça hayali olanlarına ihtiyacı azalacaktır. Bence gerçek arkadaşlar dış dünyayı, hayali olanlar iç dünyayı geliştirmek için iyi fırsatlar sunuyorlar.

On Dakikada Duru - 17.01.2013

Duru bugün kreşte “Anne – Baba Ol” etkinliği çerçevesinde annesinin kıyafeti ile defileye çıkacak. Bir defilenin olmazsa olmazı nedir? Yürüyüş tabii ki. Kendi engin bilgi ve tecrübelerimle kızıma podyumda nasıl yürüneceğini gösterdim. Bir baba olarak daha ne yapabilirim?

Defne diye bir arkadaşı var Duru’nun. Yılbaşı hediye çekilişi yapılmış kreşte. Bizim Duru’ya da Defne çıkmış. Nazife’yle ne yapsak diye düşünürken Defne’ye özel bir hediye olsun istedik. Keçeden harfler kesip LCW’den aldığımız bir tişörte yapıştırdık. Çok şeker oldu. Bunu da not edeyim istedim.

Defne meselesine şundan dolayı girdim aslında. Dün Duru, Defne ve defile kelimelerindeki fonetik uyumu fark etmiş. İkisi de aynı dedi. Kastettiği aynı harfler, sesler tabii. Başlangıçlarının aynı olduğunu yakalamış. Okumayı öğrenme sürecinde rahat olacağını düşünüyorum.

Zeki bir çocuk olduğu kesin. Yalnız sıkıya pek gelemiyor. Kreşte uyuma seansları hala sorunlu. “Dinlenmeye” gidiyor. Dinlenirken uyuyor, bazen de uyumuyor. Sıkılıyor sanırım. Ya da onu sıkan bir şey var bize söylemediği. Öğrenmeye çalışıyoruz ama genelde ketum. Canı istediği şeyleri söylüyor. Akşam eve gelip bütün günü annesine satır satır aktaran bir çocuk değil. Annesine çekmemiş. Yalnız ağzı kalabalık, sürekli konuşuyor. Annesine çekmiş, tamam.

Okul zamanı gelince sıkılacak diye korkuyorum. Okumayı erken öğrenirse daha da fazla sıkılacak. Zeki bir velet olduğundan okuldan ve derslerden sıkılması olası. Kendimden biliyorum, tevazuya gerek yok.

On Dakikada Duru - 15.01.2013

Kızımız ilk defa salep içti. Yaklaşık 1900 metre rakımda, Ilgaz dağının zirvelerinden birinde. Çocuğuma verebileceklerimin sınırları ne olabilir diye düşünürken daha üç yaşını yeni bitirmişken Duru kar tatiline bile gidebiliyor. Hatta gözleri zarar görmesin diye Ray-Ban marka damla gözlük bile aldık ona. Bu biraz iddialı oldu ama oldu, yani yakıştı kendisine. Çok havalı ve mutluydu oynarken.

Yaşıtı veya kendinden büyük sürekli takıldığı arkadaşı olmadığı için büyükler sanki onun arkadaşıymış gibi düşünüyor sanırım. Bundan rahatsız mıyız, bilemiyorum. Doğasının ve yaşının gereği olarak çocukluk yaptığı zaman sinirlerimiz çok çabuk bozuluyor. Biz daha alışamadık anne baba olmaya belki de. Sakin olmak önemli ama ne kadar başarabiliyoruz, meçhul. Dedesi ona çok bağırdığımızı, her işine karıştığımızı düşünüyor. Anneannesi onu bir şeye ikna etmenin önemine inandığından uzun ve sonuçsuz konuşmalar yapıyor. İşe yaradığı da söylenebilir aslında. Duru’nun konuşmadaki başarısının anneannesinden kaynaklı olduğu çok açık. Annesi ve babası bazen kötü polis, bazen iyi polis, çoğunlukla fren mekanizması olarak görev yapıyoruz. Duru’ya karşı en katı olanların biz olduğunu söyleyebilirim. Bizden daha katı olmaya kimsenin niyeti yok. Olmaması da iyi, kimsenin bizden daha fazla kızmasına dayanamayız ona. Bu anne ve babamız olsa da…

Yine de her tartışmanın sonunda Duru her daim oyuna ve mutluluğa hazır. Uzun süreli küslükler olmuyor aramızda. Bu huyunu seviyorum. Kindar değil aptal da. Hafızası kuvvetli. Geçen yaz bir gün mutfakta ona dinlettiğim şarkıyı bana hatırlatmak için çok çabaladı. Bir çok ayrıntı verdi. Hatta Fransızca bir şarkı olduğunu bile söyledi ama babasının gittikçe kötüleşen hafızası şarkıyı çıkaramadı. Bir gün çıkarırım nasıl olsa.