RSS

Bu Blog Kimin?

Blog kimin sorusunu soruyorum, kendime? Adını 2+1 koyup, rengi de pembe olunca sanki sadece Duru'ya ait olması gerekiyormuş gibi göründüğünü farkettim. Halbuki içimden geçen 2'ye ait olanların daha ön planda olması gerekliliğiydi. Hala öyle. Yine de +1'e ilişkin bilgiler de girmiyor değiliz, hatta bir dönem Duru'nun seyir defteri tadında gitti blog.

Yine öyle olmaya devam edecek. Seyir defteri şeklinden şikayetçi değilim. Yalnız görsel olarak eksik kalıyor; resim yüklemiyorum mesela. Bilinçli bir tercih. Çoğunlukla yazılı olacak bu seyir işi.

Bu bir proje aslında; daha önceki yazılardan birinde değindiğim bir konuya ilişkin bir çabalama. Çabalamanın iki ayağı var. Birincisi video kamera ile bana, Nazife'ye ve ailenin diğer üyelerine dair görsel malzeme toplamak. Böylelikle cismen neye benzediğimiz konusunda Duru bir fikir sahibi olabilecek. Belki de Duru'nun muhtemel kardeş(ler)i için de faydalı olacak bu.

Diğer ayak ise bu blog. Yazı ile duyguları anlatmak çok kolay olmasa da yazmak, kameraya konuşmaktan daha verimli. Bu açıdan yazmak işi, beni ve Nazife'yi ve etrafımızdaki diğer insanları aktarmada daha iyi bir yöntem olarak duruyor.

Bunları neden anlatıyorum? Birincisi Duru buraları okuduğunda blogun ne işe yaradığını anlasın veya anlamasın diye. İkincisi Duru haricinde buralara takılan başka ziyaretçiler olduğunu biliyorum, ve bazen çok özele girmemden dolayı onları rahatsız edebileceğimi düşünüyorum. Bazen bu blog bir günceye dönüşüyor, ama başı sonu belli olmayan günlerden bahseden bir günce. Çoğunlukla kişisel bir blog yazıyormuş gibiyim, ama aslında bir yandan da bunu istiyorum. Evet bu benim ve eğer isterse Nazife'nin ve eğer isteyip de yazabilirse Duru'nun şahsi blogudur, Duru'nun bunu da bilmesini isterim.

Bilip de anlamasını veya anlamamasını...