RSS

Yıkılıyor Duvarlar

Biz küçükken, 1980'leri hayal meyal hatırlarken, birden bire büyüdük. Gözümün önüne gelen en eski televizyon görüntüsü: Berlin Duvarı'nın yıkılışı.

İnsanlar iştahla, hırsla saldırdılar o duvara. Zaten duvarın bir tarafında artık duvar duvarlığını yitirmişti. Rengarenk grafitiler, yazılar vardı. Ciddiyeti-otoritesi diğer tarafta hüküm sürüyordu bu duvarın.

Duvarın renkli ve somurtan iki yüzü vardı.

İnsanların dışarıyla kendi aralarındaki duvarın da iki yüzü var. Biz bir tarafını biliyoruz, o tarafını görüyoruz çünkü. Oradan gördüğümüz kadarıyla insanlara notlar veriyoruz, değer veriyoruz. Diğer tarafıysa Ay'ın karanlık yüzü.

Kimse her önüne geleni dışardan karanlık görünen tarafa buyur etmez, etmemeli. Aslında insanın en sadık dostu da düşmanı da kendi içinde; duvarının karanlık tarafında yaşıyor.

Duvar, kiminde aşılmaz ve engin, kiminde daha şeffaf, değişiyor değişiyor.

Duvarlar yıkılıyor bu günlerde. İçeriye kabul edilenlerin yokluğu daha bir acıtıyor insanı. Halbuki ne değerlidir aslında içeri davet edilenler, edenler tarafından. Bir şekilde artık yok ise bu misafirler, kalıcı olamamışlarsa, gitmek zorundalarsa hem giden hem kalan için "ıstırap"tır artık yaşananın ismi.

Zaman iyileştirmez de, unutturur...

0 yorum: